Bir rivayete göre Mozart yatağında hasta bir şekilde yatarken arkadaşı tarafından ziyaret edilir. Mozart arkadaşının gitmesini ister çünkü hastadır ve refakatçi istemez. Arkadaşı birden piyano konçertosu çalmaya başlar ama yarıda bırakır, konçertoyu tamamlamadan Mozart’ın yanından ayrılır. Konçertonun yarım kalması Mozart’ı rahatsız eder ve konçertoyu tamamlama isteği Mozart’ı yatağından kaldırır. Adı üstüne rivayet tabii ki, gerçekten yaşanıp yaşanmadığı bilinmez. Fakat bilinen bir şey var ki tamamlanmamış yahut çözümlenmemiş şeylerle karşı karşıya kaldığımızda hissettiğimiz eyleme geçme isteği Zeigarnik etkisidir. Bu rivayette de Mozart’ı hasta haliyle yatağından kaldıran da Zeigarnik etkisidir diyebiliriz. Zeigarnik etkisi adını Sovyet psikolog ve psikiyatr olan Bluma Zeigarnik’ten alır. Bluma Zeigarnik, Zeigarnik etkisi kavramını bir restoranda yaptığı gözlem sonucunda bulmuştur. Bluma Zeigarnik’in gözlemine göre restorandaki garsonlar aldıkları siparişleri yalnızca servis sırasında hatırlarlar ve servislerini bitirdikten sonra aldıkları siparişler artık beyinlerinde yer kaplamaz. Bu hadiseyi ilginç bulan Bluma Zeigarnik, Zeigranik etkisinin derinine inmek için birtakım deneyler yürütür ve bu deneylerin sonucunda yarım kalmış ya da tamamlanmamış eylemlerin insan zihnini meşgul ettiğini ve bu eylemlerin sonuçlarına varıldığı takdirde insan zihnini meşgul etmeyi bıraktığı sonucuna varır.

Türkçe ‘ye ”tık tuzağı” olarak çevrilen click bait kavramını ele alalım. Çok merak ettiğiniz ve sizi çok yakından ilgilendiren güncel bir olay hakkında bilgi almak istiyorsunuz ama sayfalarca alakasız yazı okuduktan sonra öğrenmek istediğiniz şey hakkında hiçbir fikriniz olmuyor, böylelikle zaman kaybediyorsunuz ve hüsrana uğruyorsunuz. Bir diğer örnek ise her hafta takip ettiğiniz bir dizi ya da yeni bulduğunuz ve tüm bölümleri mevcut olan bir dizi var diyelim. Pek gerçekçi gibi görünmese de maalesef izleyicileri ekrana sabitlemek için her bölüm heyecanlı bir şekilde bitiyordur ve bir bölüm bir bölüm diye diye sabahlamış olabilirsiniz, tabii bu tüm bölümleri mevcut olan dizi için geçerli. Her ne kadar kötü bir senaryo olarak görünse de haftalık takip edilen dizinin son bölümünün ”devam edecek” ibresiyle bitmesinden daha iyi bir senaryo çünkü tüm bölümleri mevcut olan dizide böyle bir yarım kalmışlık hissi yaşanmıyor. ”Tık tuzakları’ ve ”devam edecekler” de insanda Zeigarnik etkisi oluşturan oluşumlardır.

2006 yapılan bir deneyde de insanlar üzerindeki Zeigarnik etkisi ölçülmek istenmiştir. Deneyde katılımcılara belirli bir süre verilmiştir ve her bir katılımcıya birer yapboz dağıtılmıştır. Deneyi yürüten kişiler katılımcılara yapbozları bitirmeleri için yeterli süre vermemiştir ve katılımcıların yapbozla uğraşma sürelerini öylesine ölçmüşlerdir. Deneyi yürütenler katılımcılara zamanın bittiğini söylemelerine rağmen ve ortada herhangi bir ödül olmamasına rağmen katılımcılar yapbozları tamamlamak için kalmışlardır. Katılımcıların yüzde seksen altısı ödül almayacaklarını bilmelerine rağmen yapbozu tamamlamışlardır. Deney bir kez daha Zeigarnik etkisinin eylemlerimize ne kadar tesir ettiğini vurgulamıştır. Ana hatlarıyla Zeigarnik etkisi insanın hayatında yarım kalan büyük ya da küçük fark etmeksizin ne olursa olsun sonuçlandırmadan ileriye gidemeyeceğinin bir göstergesidir. Zeigarnik etkisi bir bakıma gerginlik yahut bir bakıma huzursuzluktur ve bazı durumlarda insanın beynini ele geçirme gibi bir gücü vardır. Fobi kavramı da bir bakıma Zeigarnik etkisi olarak göz önünde bulundurulabilir çünkü bu korku gelip geçici bir korku değildir, çözümlenmemiş bir korkudur.