Türkiye’de spor ve spor yönetimi denilince akla gelen ilk spor dalı futboldur. Medyanın desteğiyle neredeyse tek dal olma yolunda ilerlemektedir. Spor hayatımız futbolla var olma biçiminde şekillendiği için ülkemizde maalesef spor kültürü gelişmemiştir. Mesela ülkemizde doğan bir erkek çocuğunun yönlendirildiği ilk spor dalı futboldur. Bunun en önemli iki nedeni ülkemizde sporun futboldan ibaret sayılması ve futboldaki transfer ücretlerinin yüksek olması aileleri etkilemektedir. Medyanın futbolun finansal kaynağı olması bunun en önemli etkisidir.
Spor denilince akla gelen ilk spor dalı futboldur. Medyanın desteğiyle neredeyse tek dal olma yolunda ilerlemektedir. Spor hayatımız futbolla var olma biçiminde şekillendiği için ülkemizde maalesef spor kültürü gelişmemiştir. Mesela ülkemizde doğan bir erkek çocuğunun yönlendirildiği ilk spor dalı futboldur. Bunun en önemli iki nedeni ülkemizde sporun futboldan ibaret sayılması ve futboldaki transfer ücretlerinin yüksek olması aileleri etkilemektedir. Medyanın futbolun finansal kaynağı olması bunun en önemli etkisidir.
Peki, en başarılı olduğumuz spor dalı voleybol iken en çok konuşulan spor dalının futbol olmasında sizce de sorun yok mu? Ben şu soruyu şöyle cevaplamak istiyorum. Her sporu farklı bir duyguyla bağdaştırıyorum. Sadece futbolla yatıp kalkmak bünyesinde sadece bir duyguyu beslemek gibi. Oysaki bizi biz yapan diğer duyguların bize kattıklarıdır.
Örneğin voleybolda dünya yıldızımız olan Neslihan Demir Güler’i kim ne kadar tanıyor. Ya da Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonasında ikinci olan Sümeyye Boyacı’yı. Bu liste uzar da uzar. Böyle sporcular biz futbolla ‘’yatıp kalkarken’’ gözlerimizin önünden geçip gidiyorlar. Çünkü medyanın önemli haber diye dayattığı benzerlik ile halkın zihnindeki önemli haber arasında sıkı bir ilişki vardır. Medya gündemi belirlemektedir. Günümüzdeki insanların iletişim araçlarını sorgulamadan hafızasına kazıdığı bir zihniyette insanların algısını yönetmek çokta zor olmasa gerek.
Amatör sporların bu kadar geri planda kalması bireylerin yaratıcılığını da kısıtlamaktadır. Sporun sadece futbola indirgendiği bir ülkede bireylerin de kendi yeteneklerini bulması son derece kısıtlıdır. Futbolda başarılı olamayan çocuk kendini yeteneksiz ve başarısız hissetmektedir. Bu da çocuğun spora bakış açısını tamamen değiştirmektedir. Oysaki akıllarına başka sporda yetenekli olabileceği düşüncesi gelmemektedir.
Medyanın bu kadar hakimiyet altına aldığı çocukları kurtarmak bizim elimizde. Bırakalım çocuklarımız hangi spor dalında oynamak, kendini geliştirmek istiyorsa özgürce o dalı seçebilsin. Biz aileler olarak onların seçimine saygı duyup destekleyelim. Onun öncesinde ailelerin spor dalları hakkında öğretici bilgilere sahip olması gerekiyor ki seçenekleri sunarken zorluk yaşamasın.
Türkiye’de Spor Yönetimi
-
Spor kültürü
- Amatör sporlarda tesis imkanları
Spor kültürü
Türkiye’de spor kültürü çok fazla gelişmemiştir. Genellikle ailecek izlenebilecek bir etkinlik olarak değil de fanatizmle ve var olma mücadeleleriyle kendisini göstermektedir. Günün sonunda keskin gruplar oluşturmakta ve birbirlerine düşman gözüyle bakılmaktadır. Sporda kazanmak kadar kaybetmenin de olduğu unutulmamalıdır. Tabii ki burada medya önemli bir rol oynamaktadır . Anladığım ve tecrübe ettiğim kadarıyla Türkiye’de bireylere neyi verirsen onu alır.
Futboldan başka spor dallarının da yayınlanması ile küçükte olsa ilgiliyi voleybol, güreş gibi “amatör sporlara” kaydırmıştır. Buradan alınan başarılı sonuçlarla da büyümeye devam edecektir Ailelerin de spor konusunda yeterince bilgisi olmamasından dolayı çocuklarına önerebileceği veya destek olabileceği konularda azdır. Öncü olma konusunda da çekindikleri için çocukların hepsi aynı spor dalına yönetilmektedir . Onları cesaretlendirecek ve destek olacak adımlar atılmalıdır. Adım atmaktan korkmayın ki arkanızdan gelecek topluluğun imarı olabilesiniz.
Amatör sporlarda tesis imkanları
Etrafımıza baktığımız zaman futbol sahası bulmak voleybol, basketbol, badminton vb. Sahalarını bulmaktan daha kolaydır. Diğer spor dallarıyla ilgilenen bireylerin kendilerini geliştirmek, yeteneklerini sergileyebileceği tesisler yok denecek kadar azdır. Bu da bireylerin yeteneklerini açığa çıkarmada geç kalmasına veya yetersiz imkanlardan dolayı açığa çıkmamasına neden olmaktadır.