Günümüzde birçok insanın ilgi alanına giren, güçlü bir sektör olan Astroloji nedir? Bir bilim midir? Yazımda bunlara değindim. İyi okumalarr…
Astroloji, göksel cisimlerin ve astronomik fenomenlerin, insan karakteri ve kaderi üzerine etkilerinin olduğu önermesini konu alan, bilimsel gerçekliğe sahip olmayan sözde bilimdir. Yunanca yıldız anlamına gelen ‘astro’ ve bilgi anlamına gelen ‘logos’ kelimelerinden türemiştir. Oxford Dictionary ise biraz daha genel bir tanım kullanarak; “Göksel cisimlerin hareketi ile göreceli pozisyonları ve bunların insan hayatı üzerindeki varsayılan etkilerin incelemesidir” diye yazmıştır
Astroloji insanlara gelecekte yaşanacak olaylardan haberdar edebileceğini iddia eder fakat bu iddialar bilim camiasında kesin olarak yalanlanmıştır ve bu sebepten ötürü Astroloji bir Sözde bilimdir. Eskiden astrologlar gök günlüğü adı verilen ve gökyüzü konumunun gün, ay ve yıl olarak gösteren bir kitap ve ev tabloları kullanarak Yıldız Haritası grafiğini çıkartırlardı. Bunların doğruluğu tıpkı Astrolojinin diğer iddiaları ile birlikte bilimsel literatürde geçerli değildir. Tüm bu yalanlamalara rağmen, astroloji halâ popülerliğini sürdürmektedir. Hiçbir bilimsel kanıta dayanmamaktadır.
Birçok sayıda astroloji türü olsa bile, Zodyak (yani Güneş, Ay ve gezegenlerin gökyüzünde üzerinden hareket ettikleri takımyıldızların kemeri, diğer adıyla Burçlar Kuşağı) incelemesi genel olarak ikiye ayrılmaktadır: Hintlilerin kullandıkları Vedik Astrolojisi’ndeki Sidereal Zodyak ve Batı Astrolojisi’nde kullanılan Tropikal Zodyak. Her iki zodyakın arasında farklar vardır ve sıklıkla birlikte karıştırılmaktadır.
Sidereal Zodyak, sabit yıldızlar oldukları gerekçesiyle Takımyıldızlarını kullanır. Başlangıç noktası olarak Koç takımyıldızı kullanılır. Toplamda 12 takımyıldızı olmakla birlikte bu 360 derecelik hayali daire 12’ye bölünerek her bir takımyıldızı 30’ar dereceye tekabül eder. Tropikal Zodyak ise referans olarak Ekinoksları (Gündönümünü) kullanır, yani Güneş ile Dünya’nın arasında dört mevsimi (İlkbahar, Yaz, Sonbahar ve Kış) de yaratan bağlantıyı temsil ederler. Başlangıç noktası yine Koç takımyıldızıdır ve İlkbaharın ilk günüdür. Kısacası baharın ilk gelişiyle Güneş’in hayali dairedeki pozisyonu Koç burcunun ilk derecesidir.
Sidereal ile Tropikal’in arasındaki en temel fark, Sidereal, takımyıldızlarını “gerçek” anlamıyla ele alırken, Tropikal bunları “sembolik” anlamında kullanır.
Astroloji’nin Türleri
- Babil Astrolojisi: MÖ 2.milenyumda Babil’de ortaya çıkmıştır. Hava durumu, doğal afetler, insanların yaşamı gibi bütün fenomenlerin göklerden etkilendiği inancıyla başlamıştır. O zamanlarda 5 gezegenin varlığı biliniyordu ve tanrıları bunlarla ilişkilendiriliyordu: Jüpiter ve Marduk, Venüs ve İştar, Satürn ve Ninurta (Ninib), Merkür ve Nabo, Mars ve Nergal. Güneş tanrısı Şamaş ve Ay tanrısı Sin, hareketleriyle maddesel dünyayı etkiliyorlardı. Babil Astrolojisi onların hareketlerini tahmin etmeye çalışmaktaydı ve bu şekilde de maddesel olan her şeyin kaderi de öğrenilmekteydi. 12 tane ev oluşturuldu ve bunlar da günümüzde tanıdığımız 12 burcun temelini oluşturmuşlardır: Hayat, Fakirlik/Zenginlik, Kardeşler, Ebeveynler, Çocuklar, Hastalık/Sağlık, Karı/Koca, Ölüm, Din, Şerefler, Dostluk ve Düşmanlık.
- Helenistik Astrolojisi: MÖ 1.yüzyılda Akdeniz bölgesinde ortaya çıkmıştır. Her şey Büyük İskender’in fethetmesiyle başlamıştı, böylece Babil Astrolojisi ve Mısır Dekanik Astrolojisi birleşerek ilk horoskopik astrolojisi oluşturuldu. Yükselen’i ilk kullanan astroloji türüdür ve bunlardan türeyen 12 göksel evi de içermektedir. Doğum Haritasına (İng: Natal Chart) odaklanıldı ve birisi doğduğunda göklerin pozisyonları hesaplandı.
- Batı Astrolojisi: Helenistik Astrolojisi’nin bir uzantısıdır ve Zodyak üzerine kuruludur. Günümüzde en çok uygulanan astroloji türü budur ve günlük ile haftalık gazete köşelerini doldurmaktadır. Aynı zamanda kişilerin Doğum Haritaları çıkartılır, yani bir insanın doğduğu anda Güneş, Ay ve gezegenlerin gökyüzünde çizdikleri şekillerin Dünya’dan görünüşüdür. Bu harita kişinin doğum tarihi, yeri ve saatine göre çıkarılır ve sonucunda kişiliğini, yeteneklerini, gelecekteki durumunu ve başarı derecesini gösterir (astrologlar bu noktada “Astroloji deterministik değildir” derler, yani “Kader” ile karıştırılmamalıdır. Söyledikleri şey sadece “Tarih kendini tekrarlar / tarih tekerrür eder”dir). Zodyak’ın kendisi Kuzey yarımküre İlkbahar gündönümündeki Koç’un pozisyonundan başlar. Batı Astrolojisi, MS 2.yüzyılda yaşamış olan Antik Yunan matematikçi ve astronom Claudius Ptolemy’nin Tetrabiblos adlı eserinde görülmektedir. Bu dönemde 7 tane gezegenin (Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs, Satürn) var olduğuna inanılıyordu ve günümüzde Ptolemaic Sistemi olarak bildiğimiz Dünya-Merkeziyetçi (Jeosantrizm) görüşü hakimdi. Güneş’in ve Ay’ın bile o dönemlerde gezegen sayılıp Uranüs (Sir William Herschel tarafından 1781’de keşfedildi), Neptün (John Couch Adams tarafından 1846’da keşfedildi) ve Plüton (Clyde Tombaugh tarafından 1930’da keşfedildi, 2006’da cüce gezegen olarak tanımlandı) gibi gezegenlerin varlığı da bilinmiyordu. Gezegen tanımları matematikçi ve astronom Nikolas Kopernik’in zamanında daha iyi anlaşılmıştı.
- Çin Astrolojisi: Diğer türlerden biraz farklıdır çünkü modern takvim yerine Çin takvimine bağlıdır. 60 senelik bir döngüye sahiptir ve ilk kısmı Yin ile Yang formlarında Beş Elementten, yani sırasıyla Tahta, Ateş, Toprak, Metal ve Su’dan oluşur. Ardından 12 Zodyak hayvan işareti ya da Dünyevi Dallar bulunur, bunlar da sırasıyla: Fare, Öküz, Kaplan, Tavşan, Ejderha, Yılan, At, Koyun (Koç ya da Keçi), Maymun, Horoz, Köpek ve Domuz.
Her ne kadar günümüzde çok popülerleşmiş olsa da aslında artık çoğu kişi için astroloji para kazanılabilecek bir sektör haline gelmiştir. Bilimsel bir kanıt teşkil etmemesine rağmen yaşanılan her dönemde gelecek merak edilen bir durum bu yüzden astrolojinin bu popülerliği daha çok sürecek gibi görünüyor.